GÜÇLÜ KADINLAR
Son zamanlarda başlığı
ya da teması “güçlü kadınlar” olan çeşitli yazılar okudum. Kimisi övgü kimisi
eleştiri yüklüydü. Sanal ortamda elden ele gezen bu mailleri erkekler mi
yazıyor bilemiyorum doğrusu. (yoksa kadın kadına bu kadar acımazsız değildir herhalde.) Gelen yazının birinde, mükemmel özelliklere
sahip kadınların erkeklerini kaybettikleri (daha doğrusu
kaptırdıkları) yazıyordu. Rakiplerin,
daha vasıfsız, iddiasız hatta güzel bile sayılamayacağı halde söz konusu erkek
üzerinde çok etkili oldukları işlenmişti.
Bir başkasında, eril özelliklerin dişiliği yok ettiği
anlatılıyordu. (Erkeklerin uzmanlık alanlarına
karışmamak anlamında) Bir diğerinde güçlü kadınların çevresince
sömürüldüğü, kadının da merkez olma duygusu ile ses çıkarmadığından söz
ediliyordu. Genel olarak güçlü kadınlar, farklı şekillerde eleştiriliyordu. Sanal dünyada
benzer yazılar elden ele dolaşıyor, çok ilgi çekiyor sanırım. Ben de aynı konuda yazmaya karar verdim.
Güçlü kadın kimdir, ne yapar da bu sıfatı hak eder sizce! Tanıdığım ve saygı duyduğum model kadınlara dayanarak anlatacak olursam,
- Tükettiklerinden daha çok üretirler. İlla meslek sahibi olmalarına gerek yoktur, sınırlı sosyal haklar içinde bile üretirler.
- Öğrenme isteklerini hiç yitirmezler. Her konuda kısa sürede organize olabilirler, uykuyu pek sevmezler.
- Ölüm, boşanma, ağır hastalık ya da kaza gibi olaylarda dağılmak yerine aileyi, yuvayı koruma kararlılığı gösterirler.
- Kibirli değillerdir, kişisel sınırlarını korumak le üstten bakmak arasındaki farkı bilirler.
- Sevgilerinin zaafa dönüşmesine veya en içten duyguları ile terbiye edilmeye izin vermezler.
- Yasal konularda gerekli bilgilere sahiptirler, kolay kolay açığa düşmezler. Bilgisi olmayan da bir bilene danışması gerektiğini hisseder, ben her şeyi biliyorum demez.
- Terk edildiği, aldatıldığı halde çocuklarını yaşama kazandırmış nice dayanıklı kadın hikayesi vardır. Hınçlarını, çocuklarının ruhunu zehirleyerek almazlar.
- Güçlü kadının eşi, iş-görev, eğitim, askerlik ya da benzer şekilde uzaklara gittiğinde yuvasını dağılmamış ve sorunsuz olarak geri teslim alır. Bu kadınlar, eşlerinin güvenini boşa çıkarmazlar. Hem ev, çocuk yerinde duruyordur hem de kadının masum sevgisi korunmuştur.
- Güçlü kadın ufak hesaplar yapmaz, sadece kendi benliğine güvenir. Özgüveni yerinde olduğu için bedenini sermaye olarak görmez. Gözyaşlarını da duygusal anlarda akıtırlar, silah olarak kullanmazlar. İlkelidir, duruşları vardır.
- Sığınıldığında güvenli bölgede, emin ellerde olduğu duygusunu yaşatır karşıdakine. Bazen de karşıdakini ezmemek adına konuşmazlar, susarlar.
- Bu kadınlar yorulmazlar, üzülmezler, yıpranmazlar sanılır. Çünkü en acıklı, en dramatik yaşanmışlıklarını dahi malzeme yapmazlar.
- Makamları, soyadları ve paraları ile anılmazlar. Yaşama bakışları ile çok kişiye örnek olmayı daha önemserler.
Nice özellik sayabiliriz. Peki, "güçlü kadınlar madem bu kadar üstün özelliklere
sahipler, neden sıradan, basit sorunları var? "sorusunu duyar gibiyim. Herkesin bildiği bence de geçerli olan iki durumdan söz
edebiliriz.
Birincisi, kendine yol
arkadaşlığı yapabilecek, elini tutacak erkekler ile karşılaşmamışsa ilkeli,
güçlü kadının işi zordur. Evde ya savaş hali vardır ya da iletişimsizlik. Oysa kendi ile barışık erkekler, iddialı kadının
yeteneği ile de barışıktır. Çünkü doğanın belirlediği net ayrımın, görev
dağılımının bilincindedir. Kadını ile
itişmek, yarışmak, savaşmak yerine kendine sunulacak manevi konforun tadını
çıkarır. Erkek dili ile söylersem, özenilen bir kadına sahip olmaktan gurur
duyar. Yaşamı paylaşmak ve aile olabilmek için koşullara uyum göstermek taraflara
üzücü gelmez ama erkek özgüvenli değilse, kariyerine karşın huzursuzluk baş gösterir. Hele geçmişini onaramamışsa sorunlar başlar. Ayılıp bayılarak peşinden koşulan kadın
artık bunaltıyordur adamı, kendini eksik hissetme duygusu ağır basar. İşte o
zaman tercih edilen sonraki veya ikinci kadın vasıfsızdır, güzel de olmayabilir
ama erkek artık kendini tam hissediyordur. Önemli bir varlık haline gelmiştir.
Yaşam aniden sadeleşmiştir, kolaylaşmıştır çünkü çıtası çok düşmüştür. Erkeğin değer
yargıları nitelik kaybettiği için karşıdaki “vasıfsızlık” iktidar gücüne
dönüşmüştür, adam farkında değildir. Önemli olmak, onaylanmak, yalan dahi olsa övülmek
uğruna günah bile işlerler. Bu erkekler,
onur duyulacak özelliklere
sahip midirler artık, onu bilemem!
İkincisi ise, güçlü kadını
önce hemcinsleri istemez, düşmanı çoktur. Hem işte hem de evde dengeyi yakalamış,
öte yandan da her koşulda erkeğinin ana kraliçesi
olabilen az kadın var. (anlatmaya çalıştığım kitle, elit ve refah düzeyi
oldukça yüksek olan istisnalar değil. Günlük yaşamda karşılaştığımız
örneklerden söz ediyorum.) Yaşam, uzun soluklu bir maraton ise bazı kadınlar
sahiden en önde koşarlar. Biraz çaba ve disiplin ile bu yarışın herhangi bir
kulvarında koşmak yerine diskalifiye olmayı seçenler vardır. İşte bu kadınlar fazlasıyla
tehlikelidir. Çünkü diğerlerine yetişmek epey zorlaşmıştır. Günün gerektirdiği
bilgileri öğrenmek eziyetlidir, kilo vermek mümkün değildir, çocuklarını yeniden
eğitip, yarattıkları hataları gidermek olanaksızdır. İlkeli, dürüst ve doğal
olmak, gerekirse bedel ödemek kimilerine dünyanın en zor işi gibi gelir. Karşısında sağduyusunu kullanan akıllı kadınları
gördükçe onlar da kendilerini eksik hissetmeye başlarlar. Hem erkekler hem de çevredeki
kadınların bir kısmı mutsuzsa o
zaman güçlü kadınları etkisiz hale
getirmeli fikri doğuyor. (Aslında kişilerin kendine ayna tutmasına neden olurlar ve bu
nedenle yok edilmeyi hak ederler. İnsanın sinirini bozacak kadar iyidirler üstelik!)
Ofisteki, yurttaki, evdeki en yakın
arkadaş, görümce, gelin, kuzen, iş ortağı
daha ne kadar sayarsanız hepsi "o"na" düşmandır artık. Değişik pozisyonlarda savaş cephesi
oluşmuştur. İyiyi model almak yerine karşıdakine çelme takmak kolaydır çünkü. Bazen
entrika ve dedikodu ile bazen de enerjisini sömürerek ile aklı başındaki
kadınların bile berbat sorunların içine çekildiğini görmüşsünüzdür.
Yazımı bitirirken, neden “Güçlü Erkekler”
konulu yazılar yazılmıyor, konular hep bizim üzerimizden gidiyor diye merak
ettiğimi de paylaşmak istiyorum.
Sevgilerimle,
Bilge SEZER ÖLMEZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder