ÖZENMEK VE ÖZENİLMEK
İkili ilişkilerin anahtar kavramını
“özenmek ve özenilmek” diye algılıyorum.
Özenli olmak, kendimizce önemli
bulduğumuz kişiye verdiğimiz önemin bize ait yöntemler ile ifade
edilmesidir. Sözlük tanımı ise bir şeyin
iyi olabilmesi için gösterilen çaba olarak geçiyor. Çok sıradan, bir sözcük
gibi görünse bile çevremde, şiddetle gereksinim
duyulan bir davranış biçimi olduğunu biliyorum.
Aile ve iş yaşamındaki
ilişkilerde ne kadar özenli olduğumuzu ölçmüyoruz çoğu zaman. “Başkaları ne der” baskısı ile büyütüldüğümüz
için önemli ayrıntıları gözden kaçırabiliyoruz. Dış çevrenin eleştirisinin ne
olacağı ile aşırı ilgilendiğimiz bir sistem oluşturulmuş. Başkalarının geri
dönüşlerini önemsiyoruz, yanı başımızdakilerin değil. Oysa herkesin karşı cins
ile iletişiminde dört temel ilişkisi var, önemli olan da bu ilişkiler. Kadınlar
için babası, erkek kardeşi, kocası ve oğlu iken erkeklerde de annesi, kız
kardeşi, karısı ve kızları olarak açıklayabiliriz (kardeş
ve çocuk olmadığı örneklerde sayı azalıyor ama içerik değişmiyor)
Bu dört ilişkiye verilen değeri çok önemsiyorum. Çünkü çekirdek ailedeki
nitelik, insanın kendini bulduğu, anlatabildiği ve karşıdakini bir yere koyma halini
anlatıyor.
Özen göstermek nasıl bir
şey, yeteri kadar fedakarlık yapmıyor muyuz? Yazıyı okuyanların bir kısmı, "ben
zaten en iyisini yapıyorum" diye düşünse de biraz özeleştiri yaptığında farklı içsel
itiraflar ile yüz yüze gelecektir.