Soma felaketi ile yitirilen canlar
ve ardından öğrendiğimiz skandallar, yağışlar nedeni ile taşan caddeler, çalınan
oylar, suçsuz yere ölen, yaralanan insanlar, terör, trafik ve sadece lafta
kalan söylemler! Dinlemekten, öğrenmekten ve tepki vermekten hepimiz bezdik aslında! Manşetler
sürekli yapılan yanlışları, ihmali, hukuksuzluğu haber veriyor. Okuyoruz, ardından
da elimizdeki iletişim kaynaklarına sarılıp başlıyoruz birilerine yağdırmaya.
Sosyal medya, arkadaş sohbetleri
ve toplumsal etkinliklerde izlediğim, dinlediğim herkes mevcut düzenden
yakınıyor, olumsuzlukları eleştiriyor ve neredeyse kahroluyor. Nedense sorunlar çözülmüyor
tam tersi çığ gibi büyümeye devam ediyor. Sanki konuşanlar hep haklı, doğru da, sesi
duyulmayanlar suçlu sadece. Oysa esas sorunların nedeni, içimizde, hatta yanı başımızda
belki. Eleştirdiğimiz düzeni severek, isteyerek biz oluşturmuş, göz yummuş
değil miyiz? Çevrenize bakın, kural ihlali yapan (işini bilen), kanun çiğneyen, konu kendisine gelince
yanlışı normalleştiren bireylerden fazlaca göreceksiniz. Bazılarını alkışlıyoruz bile, kanıksadık artık, her
şey normal geliyor. Oysa yaşadığımız erozyonu boş verdiğimiz, bana ne dediğimiz küçük görüntüler oluşturdu. Düşmanların suçu yok biz dağıldık.